-
1 şikâyet
-den, -i şikâyet etmek sich beschweren über A;-den şikâyet getirmek sich beklagen (über A);şikâyetiniz ne? was fehlt Ihnen? -
2 şikayet
жа́лоба (ж)* * *жа́лоба; се́тованиеşikayette bulunmak — а) жа́ловаться, се́товать; б) обраща́ться с жа́лобой ( к властям)
şikayet etmek — а) жа́ловаться на кого; выража́ть недово́льство кем; б) обраща́ться с жа́лобой на кого (в вышестоящие инстанции)
şikayet getirmek — се́товать
-
3 تبرم
Iتَبَرَّمَ1. dırdırlanmakAnlamı: dırdır etmek2. dırlanmakAnlamı: herkesei tedirgin edecek, bezdirecek biçimde söylemek3. sızıldanmakAnlamı: sızlanmak, yakınmak4. mızmızlanmakAnlamı: mızmızlık etmekIIتَبَرُّم1. kanıksamakAnlamı: bıkkınlık getirmek2. pofurdamak3. kızgınlıkAnlamı: öfkeli olma durumu4. sabırsızlıkAnlamı: sabır göstermeme5. sızıltıAnlamı: sızlanma, yakınma, şikayet6. yakınmaAnlamı: şikâyet7. zevksizlikAnlamı: zevksiz olma durumu8. bıkkınlıkAnlamı: çok bıkmış olma durumu9. gazapAnlamı: öfke, kızgınlık, hiddet10. içerlemekAnlamı: öfkelenmek, kızmak11. hiddetAnlamı: öfke, kızgınlık12. hışımAnlamı: kızgınlık, öfke13. dırıltıAnlamı: bezdirici bir biçimde söylenme14. bezginlikAnlamı: usanç, yorgunluk15. sıkılmakAnlamı: can sıkıntısı duymak16. usançAnlamı: usanma duygusu17. hırsAnlamı: öfke, kızgınlık18. dargınlıkAnlamı: dargın olma durumu -
4 porter
Iv t1 taşımak2 tenir tutmak3 soulever taşımak4 déplacer götürmek5 orienter yöneltmek, yoğunlaştırmak6 donner getirmek◊porter bonheur / malheur — uğur / uğursuzluk getirmek
7 porter plainte contre qqn birini adalete şikâyet etmekIIv i1 porter sur konusu olmak◊Le débat portait sur la justice. — Tartışma adalet konusundaydı.
2 s'entendre loin uzaktan duyulmak3 etkili olmak◊Notre pétition a porté. — Dilekçemiz etkili oldu.
-
5 سآمة
سَآمَة1. kanıksamakAnlamı: bıkkınlık getirmek2. pofurdamak3. sabırsızlıkAnlamı: sabır göstermeme4. zevksizlikAnlamı: zevksiz olma durumu5. sızıltıAnlamı: sızlanma, yakınma, şikayet6. bıkkınlıkAnlamı: çok bıkmış olma durumu7. içerlemekAnlamı: öfkelenmek, kızmak8. bezginlikAnlamı: usanç, yorgunluk9. sıkılmakAnlamı: can sıkıntısı duymak10. usançAnlamı: usanma duygusu
См. также в других словарях:
şikâyet getirmek — sızlanmak, yakınmak Hüsmen de yorgunluğundan şikâyet getirmiyor, hak uğruna çalışmak ona yol mihnetlerini unutturuyordu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
şikâyet — is., Ar. şikāyet Hoşnutsuzluk belirten söz veya yazı, sızlanma, sızıltı, yakınma, yakıntı Vali ne yapsa hâkim onu imzalar ve hiçbir şikâyet mevzusu duyulmazmış. A. Ş. Hisar Birleşik Sözler şikâyetname Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller şikâyet… … Çağatay Osmanlı Sözlük